ZİHİN NASIL ÇALIŞIR
- Kaan Paksoy
- Jan 9, 2021
- 7 min read
Updated: Jan 10, 2021
STEVEN PINKER

Steven pinker bu kitabında bizi yani insanları anlatıyor, motivasyonlarımızı, genlerimizin etkilerini, beynimizi, ahlak değerlerini , arkadaş ilişkilerini, düşünme sistemlerini, nasıl gördüğümüzü, beynimizin nasıl zaman içinde evrimleştiği gibi birbirinden farklı konu başlıklarında detaylı ve anlaşılır kendine has dövüşçü anlatımıyla ( Steven Pinker'in kitaplarında anlattığı konuları karşıt görüşlere karşı nasıl savunduğunu görmek her zaman keyifi.) anlatıyor. Bu kitap bir bilgi kokteyli, içinde gerçekten davranışlarımız düşüncelerimize dair her şey var. Kitabın sonuna doğru başta anlatılan farklı konuların hepsinin teker teker bir bütün haline geldiğini okudukça fark ediyoruz ve en sonunda aile değerleri, insanlık, ahlak gibi konuları başta öğrendiğimiz teknik bilgiler aklımızdayken ziyaret ederek daha çok şey bilmenin verdiği büyük bir tatmin hissi yaşatarak kitap tamamlanıyor. Notlar kısmı olmadan toplam 640 sayfa, ne az ne de çok, tam olması gerektiği uzunlukta.
9/10 Steven Pinkerin ilk okuduğum ve anlatım tarzına bayıldığım bu kitabında diğer kitaplarında olduğu gibi her sayfasında sizi etkileyecek bir bilgi var ve kitabın sonuna doğru anlatılan konular öyle güzel bağlanıyor ki kitabı bitirdiğiniz zaman kendimize çok farklı bir bakış açısı kazandırmış oluyoruz. Kitapta bir bilgi bombardımanına mağruz kaldığımız için akılda kalması için birkaç ayda bir tekrar bazı bölümlerin okunup iyice özümsenmesi gerekiyor. Bu kitapta anlatılanlar ve bahsedilenler bazı ortamlarda kesinlikle karşınıza çıkıcaktır. O anlarda sohbeti ilerleten insan siz olmak istiyorsanız bu kitabı okuyun. Bu kitapta bahsedilen bilgilerin hepsi ayrıca daha sonraki okumalarınız ve araştırmalarınızı daha iyi kavrayabilmeniz açısından genel bir fikir vermesi açısından da çok değerli. Mükemmel bir bilimsel eser olmanın yanısıra okuma keyfinden de ödün vermeden başarıyor bunu. Herkese tavsiye ederim.
en sevdiğim cümle: Beyin sahibini atalarının üremesine yol açan koşulların içine sokmaya çabalar.
Altı çizilen yerler,
Aile duyguları genlerimiz kendilerini çoğaltmasına yardımcı olması için tasarlanmıştır.
İnsanların var olduğu zamanın yüzde 99'unda insanlar göçebe olarak yaşadılar. Beyinlerimiz çok uzun bir zaman önce kaybolan bir yaşam tarzına uyum sağladı, bu yep yeni tarım ve sanayi uygarlıklarınının yaşam tarzına değil.
Modern zihin bilgisayar öağına değil taş çağına uyarlanmıştır.
Zihnin tersine mühendisliğini yapmak için onun tasarımındaki alt hedefleri ve temel hedefleri ortaya çıkartmamız gerekir.
İnsanlar genlerini bencilce yaymaz, genler kendilerini bencilce yayarlar bunu da, beyinlerimizi bu amaca yönelik inşaa ederek yaparlar. Bizi hayattan sağlıktan seksten dostlardan ve çocuklardan mutlu olmaya yönelten genler. Bizim hedeflerimiz genlerin temel hedefinin, kendilerini çoğaltma hedefinin alt hedefleridir.
Cinsel arzu insanların genlerinin sayısını arttırma stratejisi değildir. İnsanların stratejisi seks hazlarını elde etmektir ve seks hazları da kendi sayılarını arttırmak isteyen genlerin stratejisidir.
İnsanın zekasını büyük kısımda açıklayan şey ağların simgeleri yönlendirecek programlar halinde yapılandırılmasıdır. Özellikle de insan dilinin ve onunla etkileşen akıl yürütme kısımlarının altında simge yönlendirmesi yatar.
Yumuşaklık, ıslaklık, kırmızılık, ekşilik duyumlarını yok ederseniz, kirazları da yok edersiniz. Çünkü o duyumlardan ayrı bir varlık değildir. Yani bir kiraz onun duyulur izlenimlerinin toplamından başka bir şey değildir.
İnsanlar bir basmakalıbı paylaşır, onu bir kategorinin bütün üyelerine yansıtır, basmakalıbı bir kalıba uymayanlardan daha kolay tanır ve hatta aslında ona benzeyen örnekler gördükleri halde basmakalıbı gördüklerini iddia ederler. Bu da insan belleğinin parçalarının oto çağrışımcı gibi bir şeyle birbirine bağlandığına inanmak için bir nedendir.
İstatistikçilerden biri bir metre yukarı, diğeri bir metre aşağı ateş eder, üçüncü de bağırır, Vurduk onu!
erişim belirliği dört belirgin özelliğe sahiptir. birincisi, zengin bir duyum alanının farkındayız ikincisi, bu bilginin bazı kısımları ilgi odağı olabilir, kısa süreli belleğe girebilir ve ordan çıkabilir ve kasıtlı süre düşünmemizi besleyebilir. Üçüncüsü duygu ve düşünceler duygusal bir tatla gelirler . sevimli sevimsiz- ilginç-itici, Son olarak Ben adlı bir yönetici seçim yapmak üzere davranış kollarını çeker. Bu özelliklerin her biri sinir sistemindeki bazı bilgileri bir kenara iter erişim bilinçliliğinin otoyollarını tanımlar.
Gördüğümüz şey aslında fazlasıyla işlenmiş bir üründür.
Optimal olarak tasarlanmış bir bilgi geri getirme sisteminde bir konu ancak bir konunun önemi onu geri getirme maliyetinden daha fazla ise onarılabilir.
erişim bilinçliliğinin bir özelliği de, deneyimlerin duygusal renklendirilmesidir. Bizler olayları sadece kaydetmeyiz onları haz ya da acı verici olarak kaydederiz. Bu da bizim gelecekte daha fazla haz ve daha az acı almamız için gerekli adımları atmamıza yarar.
erişimsiz duyarsızlık, bir sohpete dalıp gitmişken arkadaki açık pencereden gelen inşaat seslerini onu bir süredir duyuyor ama fark etmiyor olduğumuzu anladığımızda görülebilir.
En azından şimdilik duyarlılığa yol açan o özel fazladan maddeyi bilimsel olarak tanımıyoruz.
Doğal seçilim zeka artışı gibi bir şeyle ilgilenmez. Süreç belli bir ortamda çoğalan organizmaların hayatta kalma ve üreme oranlarındaki farklılıklardan beslenir.
evrim amaçla ilgilenir, araçla değil. Zeki olmak da araçlardan biridir.
Madde ve enerjisinin bir kısmını bir organa ayıran bir organizmanın bunları başka bir yerden alması gerekir. Daha ince kemiklere, daha az kasa ya da daha az yumurtaya sahip olması gerekir. Organlar sadece yarar maliyete üstün gelirse evrilirler.
Beyinlerimiz vücut ağırlığımızın yüzde ikisini oluşturur ama enerjimizin yüzde yirmisini tüketir.
Bilgiye dayalı bir yaşam tarzı gruplar halinde yaşamaya ve uzmanlığı biriktirmeye yani kültüre uygundur. Kültürler birbirinden farklıdır çünkü farklı zaman ve mekanlarda hazırlanmış uzmanlıkları biriktirirler.
Grup halinde yaşamak insan beyninin evrimini iki açıdan sağlamış olabilir. Bir grup sahibi olunca daha iyi bilgi sahibi olmanın değeri artar çünkü bilgi aynı anda hem verilebilecek hem de paylaşılıp karşılığında bir yarar elde edilebilecek bir maldır. Dolayısıyla bir grup içinde yaşayan zeki bir hayvan iki üstünlük elde eder. bilginin yararı ve bilgi karşılığında alınabileceklerin yararı.
Bir çok hayvan türünde en büyük beyinli ve en zeki davranışlı türler toplumsal olanlardır. Arılar, filler, yunuslar, papağanlar, maymunlar.
Her ihtiyacın karşılanmasını sağlayan bir koruyucu melek yoktur. İhtiyaçları ancak ihtiyacı karşılayabilecek bir organ yapabilecek mutasyonlar ortaya çıktığı zaman, organizma kendisini ihtiyacı karşılamanın çok daha hayatta kalan bebek anlamına geldiği ve seçilim baskılarının binlerce kuşak sürdüğü bir ortamda bulunduğu zaman karşılanır. Yoksa ihtiyaç karşılanmadan kalır.
İnsanlar şeyleri ve diğer insanları bir zihin kutusuna koyar, her kutuya bir isim verir ve sonra da bir kutunun içindekilere aynı davranır.
Çocuklar biyolojik olarak matematik ile baş etmek için dizaynlanmamışlardır. Bu aletler tarihe yakın zamanda ve sadece birkaç kültürde, insanın gen haritasına damgasını vuramayacak kadar geç keşfedildi.
Beyin sahibini atalarının üremesine yol açan koşulların içine sokmaya çabalar.
Uygun bir anda harekete geçen bir duygu, düşünme ve eylem adını verdiğimiz alt hedefler ve alt alt hedefler çağlayanını harekete geçirir.
Elbette DNA 'nın duyguları yoktur. bencilin anlamı insanın kendi çoğaltımını daha olası kılacak bir şekilde davranmaktır. Bir genin beyni olan bir hayvanda bunu yapmasının yolu beyni hayvanın hazları ve acılarını onun genin daha çok kopyasına yol açacak şekilde davranmasını sağlamak üzere ayarlamaktır.
İnsanların akrabalarına yardım etmesi genlerin kendilerine yardım etmeleri demektir.
Bebekler istedikleri zaman annelerini devirip meme ememezler, bunun yerine psikolojik taktikler kullanırlar.
Ebeveynler de sahte bağırmayı tanıyacak biçimde evrildikleri için, bebeğin en etkili taktiği biyolojik açıdan ihtiyaç olmadığı halde bile kendini gerçekten kötü hissetmek olabilir. Kendi kendini kandırma çok erken başlıyor olabilir.
Kişilerdeki çeşitliliğin yüzde ellisi genetik kökenleri, yüzde sadece beşi bir ev ya da başka bir evde yetişmenin etkisi, geri kalan yüzde 45 ise bilinmiyor.
Çocuk ne kadar büyürse, ebeveynin onu hayatta tutma şansı o kadar artar. Hiçbir insan toplumunda insanlar küçük bir çocuk doğduğu zaman büyük çocuğu feda etmez.
Bir erkek ve bir kadın birbirlerinin DNA 'larına ihtiyaç duyarlar ve bu yüzden de seksten haz alırlar.
Tek bir erkek birkaç kadını dölleyebilir bu da başka erkekleri işsiz bırakır. Bu erkekler arasında kadınlara erişim için bir rekabet doğurur. Bu yüzden erkekler üreme başarısı konusunda çeşitlilik gösterir. Kazanan birçok çocuk elde edebilir. Kaybeden hiç edemez.
Erkeklerin üreme becerisi kaç kadınla çiftleştiklerine bağlıdır, ama kadınların üreme başarısı kaç erkekle çiftleşmelerine bağlı değildir. Bu da kadınları seçici kılar. Kadınlar erkekleri inceler ve sadece en iyi olanlarıyla çiftleşirler. en iyi genlere sahip olan onun çocuğunu besleme ve korumaya en hevesli olan ya da diğer kadınların yeğlemeye eğimli olan erkeklere.
Daha büyük yatırımı yapan cinsiyet seçer. Daha az yatırımı yapan cinsiyet rekabet eder.
Bir kadının asgari ebeveyn yatırımı bir erkeğinkinden çok daha fazladır.
Üniversite derecelerine, prestijli meslekleri ve yüksek özgüvene sahip kadınlar bir kocadaki servet ve statüye başka kadınlardan daha fazla değer verirler.
Erkeklerin çekiciliği yaşlandıkça aynı hızda azalmaz çünkü erkeklerin verimliliği yaşa göre azalmaz.
Birçok toplumsal ortamda bir erkeğin şöhreti kısmen inandırıcı bir şiddet tehditinin sürdürülmesine dayanır.
Zevkin üç parasal ilkesi: Dikkat çekici boş vakit, dikkat çekici tüketim ve dikkat çekici müsriflik.
En cömert hallerinde bile toplayıcı halklar kalplerinde iyilikle hareket etmezler. Kimin yardım ettiğine ilişkin saplantılı bir şekilde ayrıntılı anılara, açık bir karşılık beklentisiyle ve kimlerin paylaşmadığı konusunda bir dedikodu ağıyla bir paylaşma etiği dayatırlar.
Statü arayışı kısmen kendini yeri doldurulamaz kılma güdüsüdür.
En basit cümlenin arkasındaki düşünceler bile o kadar dolambaçlıdır ki eğer bunları tam olarak ifade etseydik konuşmamız hukuki bir belgeye benzerdi.
Diyelim size Jane çan çalan dondurma kamyonunu işitti Dolaptan domuzcuk kumbarasını almaya koştu ve alıp onu sallamaya başladı. Sonunda biraz para çıktı içinden
Bunu çok fazla sözcükle dile getiremesem de, Jane' nin bir çocuk olduğunu seksen yaşında bir kadın olmadığını dolabı değil domuzcuk kumarasını salladığını kağıt değil bozuk paraların çıktığını ve parayı yemek, yatırım yapmak için değil dondurma almak için kullanacağını anlıyorsunuz.
Diyelim birinin beynimin bir kopyasını bir bilgisayara taramasına bedenimi yok etmesine ve beni her ayrınıyla, hatıralar ve diğer her şey ile beraber yeniden oluşturmasına izin verdi. Biraz kestirmiş mi sayılırım, intihar etmiş mi? Beyni bölünen bir hastanın beyninde kaç benlik var? Bir zigot ne zaman benlik edinir? Ölmeden önce ne kadar beyin dokusunun ölmesi gerekir? eğer tümüyle genlerim, yetiştirilişim ve beyin halim yol açıyorsa nasıl olur da eylemlerim sorumlu olduğum bir seçim olabilir.
Etiğin hedefi mutluluğu en yüksek noktaya götürmekse, öldürmekten kurbanlarının yaşamaktan aldığı hazdan daha çok haz alan bir hasta ruhluyu hoş mu görmeliyiz ?
...Homo saphiensin bunları çözebilecek bilişsel donanımdan eksik olmasıdır. Bizler organizmalarız. melekler değil ve zihinimiz de doğruya giden boru hatları değil, birer organ. Zihnimiz doğal seçilim tarafından atalarımız için ölüm kalım meselesi olan sorunları çözmek üzere geliştirildi., doğrulukla söyleşmek ya da sorabileceğimiz her soruya yanıt verebilmek için değil.
Yani neden bizden daha fazla ya da daha farklı bilişsel yeteneği olan canlılar olmasın? Onlar bir beyinden bilinç ve özgür iradenin ve anlam ve ahlakın evrene nasıl uyduğunu kolayca anlayabilir ve bu sorunlarla karşılaştığımızda ortaya attığımız dinsel ve felsefik yaklaşımlarla eğlenebilirlerdi. Çözümleri bize açıklamaya çalışabilirlerdi ama biz anlamayabilirdik.
Eğer zihin doğal seçilim aracılığıyla tasarlanmış bir organlar sistemiyse, neden onun bütün gizemleri kavramasını, bütün doğruları yakalamasını bekleyelim.? bilimin sorunlarının yapı açısından toplayıcı atalarımızın sorunlarına bu yaşadığımız ilerlemeyi yaşamamızı sağlayacak kadar yakın olmasına müteşekkir olmalıyız.
Comments